Neler yeni

Kaygılı (Anxious) Çocuklar

Emel Hoca

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eki 2011
Mesajlar
2,986
Beğeniler
6
#1
KAYGILI ( Anxious) ÇOCUKLAR​

Tüm çocuklar, çok kaygılı ve korkulu devrelerden geçerler. Bazı çocuklar bu durumdan kolaylıkla çıkabilirken, bazılarının kaygı ve korkuları devam eder. Uzun süreli kaygı ve korku çektiklerinden, bu durumdan kurtulmak için arayış içine girmezler. Korkuları artabilir. Artan korkular genelleştirilmiş korkulardır ve gerçekte kendisine zararı olmayacak korkulardır. Örneğin:
• Komşusunun köpeğinden korkmuşsa tüm hayvanlardan korkmaya başlayabilir.
• Annesi çocuğun yaramazlıklarından bunalarak,‘’Senin annen olmayacağım. Bu evden çekip gideceğim.” gibi sözler söylemişse okula yeni başlayan çocuk, annesinin kendisini okuldan almayacağını düşünerek korkabilir.
Çocuğun korkuları öylesine aşırı yoğunlaşır ki, bu korku‘’FOBİ’’nin oluşmasına neden olur ve sonuçta çocuk huzursuzlaşır, endişe duygusu artar. Bazıları saldırgan tutum sergilerken, bazı çocuklar da tamamen içlerine kapanarak çekingen olurlar.


KAYGILI ( Anxious) ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ:

• Ürkek bakışlıdırlar.
• Sulu gözlüdürler.
• Bazılarında alt ıslatma görülür.
• Mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı çekebilirler.
• Tırnak yeme, göz kırpma ve tikler görülebilir.
• Bazen sinirli, bazen üzüntülü olurlar.
• Bazen kendilerine zarar verici davranışlar görülebilir. (Başını yere vurma, kendi elini ısırma, bir cisim ile kendine vurma gibi…)
• Korkularını çığlık atarak belirtirler.
• Gerçek ile hayali birbirine karıştırırlar.
• Kendilerinden isteneni doğru yapmak, yanlışlıktan sakınmak için gayret gösterirler.
• Mükemmelcidirler.Resim yaparken arkadaşları kollarına dokunsa ‘’Resmim çizildi.’’ diye ağlayabilirler.
• Kaygılı çocuklar, üzerlerini kirletecek çalışmalarda bulunmak istemezler. Sulu boya, parmak boyası; parmakları ve elleri ile resim yapmak zorunda kaldıklarında ellerini defalarca yıkarlar. Elbiseleri kirlendiği için çok üzülürler.
• Kendi yaşıtları ile değil, kendinden küçükler ya da büyükler ile iletişim kurmayı tercih ederler
• İşleri programlıdır. Planlamasının dışında değişiklikler olduğunda çok canları sıkılır, sinirlenirler.
• Bazı kaygılı çocuklar korku ve kaygılarını açıkça söyleyebilirler. Bu çocuklar usta bir konuşmacıdır. Sözel zekâya sahiptirler. Bazıları ise duygusal zekâya sahip olduklarından, sözlü iletişim kuramazlar. Kaygı ve korkularını, gözleri ve vücut dili ile belli ederler.
• Az kaygılı çocuklar, diğer çocuklarla iletişim kurabilirler. Aşırı derecede bir şeylerden rahatsızlık duyarlarsa olumsuz duygulara kapılıp bunu söyleyebilirler ya da saldırgan davranışlar sergileyebilirler.
• Büyüklere bağımlı olma, çok şey isteme, yardım destek ve teşvik görme eylemlerinde bulunurlar.
• Tenkit edilmekten, beğenilmemekten korkarlar.
• Çoğu kez kendilerine hakimdirler.Ciddidirler;ama birdenbire bağırmaya, ağlamaya başlayabilirler.



KAYGILI ÇOCUKLAR İÇİN NELER YAPILABİLİR?

• Kaygılı çocuk, kendisinden yapmasını istediğiniz işleri aniden unutabilir. Bu nedenle iyice sizi dinlediğinden emin olduktan sonra açık bir dille isteğinizi söylemeniz yerinde olacaktır.
• Yapacağı işlerde kaygı duymasını gerektirecek sözler yerine: ‘’Yapacağın boyama çalışması çok eğlenceli.Bunun keyfini çıkarırken ellerin, elbiselerin, yüzün, yerler bile boya olabilir. Sadece senin değil, benim de elbiselerim boya olabilir. Boya olur diye ben bu eğlenceyi kaçırmak istemiyorum. Sabunumuz var. Masayı temizleyecek bezimiz, suyumuz da var. Elbiselerin kirlenirse annen yıkar, temizlenir.‘’tarzında açıklamalarda bulunulmalı,onlarla birlikte bu çalışmayı yaparak çocuk rahatlatılmalıdır.
• Üzeri kirlendiği, kağıdı yırtıldığı, çizildiği için üzüntü çeken çocuğun velisi ile görüşülmeli; ev ziyaretleri yapılarak kaygıya sebep olan durum, olay ya da sözcüğün ne olduğu belirlenmelidir. Kaygının önlenmesi ve tedavisinde öncelikle yapılması gereken, öğretmenin çocuğu tanıması ve çözüm aramasıdır.
• Kaygılı çocuk kaliteye önem verir. İşlerini özenerek yapar. İşini bu nedenle daha uzun sürede tamamlar. Kaygılı çocuk, işini bitiremediği zamanlarda gerginleşir. Başladığı işi bitirememişse üzerinde durulmamalı, bir dahaki sefere zamanı iyi kullanabileceği yönünde rahatlatıcı cümleler söylenmelidir. İşin bitiminde yaptığı işin kalitesi üzerinde durmak, zaten bitiremediği işinin kaygısını arttırır. Bu nedenle iş kalitesi hakkında yorumlama yapılmaması gerekir.
• Büyüklere bağımlı olduğundan, bir işi yapması için güvensizlik duyuyor, alıştığı biçimde yardım ve destek görmek için ‘’Ben yapamam.’’ diyorsa:
“Senin de bu işi başaracağından, bitireceğinden, zamanı iyi kullanacağından eminim. Seninle gurur duyuyorum.’’ ya da ‘’ Sen işe başladığında yapamayacağın durumları bana söylersen, sana yardım edebilirim.”sözleriyle ona mesaj verilmelidir.Mesajını öğretmeninden ve ailesinden duyan çocuk, kendisi hakkındaki olumsuz duyguların yerini olumlu duygulara bırakır.
• Kaygı ve korku durumlarında şiddetli tepkiler vererek ağlıyorsa muhtemelen ev yaşantısında da ağladığı zaman ve aşırı tepkilerine karşın istekleri yerine getirilmiştir. Bu durumla ilgili olarak veli görüşmesi yapılmalı, veli-öğretmen işbirliği ile çözüm önerileri getirilerek ağladığında kendisini anlayamadığınızı, bir şey söylemek istiyorsa duygu ve düşüncelerini ağlamadan söylediğinde onu daha iyi duyabileceğinizi, ağlamasını bitirdiğinde onu dinleyebileceğinizi söylenmeniz yerinde olur.
o Tenkit edilmekten, beğenilmemekten korktuklarından, bu duygunun da büyümesinin engellenmesi için öğretmen-veli görüşmesi yolu ile velinin çocuğu tenkit etmemesi, yapamadıkları için eleştirmemesi söylenmelidir.
• Gerçek hayat ile hayali birbirine karıştırıyorsa öyküler anlatmak ve fantezi ile gerçek arasındaki farkı tartışmak yerinde olacaktır. Ancak, anlatılacak öyküde onu korkutacak, daha çok kaygılanmasına neden olacak hayal mahsulü olayların bulunmamasına dikkat edilmelidir. Bu yeteneğin geliştirilmesi için öyküdeki olay kahramanının rolü verilerek olay dramatize edilmelidir.
• Kaygılı çocuk, uyku öncesinde birtakım kaygı ve korkular çekebilir. Bu çocukların güven gelişim eksiklikleri bulunduğundan, uyku öncesi pijamalarını kendisinin giymesi istenmeli, giydikten sonra ise:”Başaracağını biliyordum.’’ gibi sözlerle desteklenmelidir.Onu öptükten sonra yatağına girdiğinde,isterse kendisine içinde korku ve kaygı olmayan, yaptıklarını, başardıklarını içeren öykü anlatabileceğinizi söylenmeniz, onu rahatlamış bir şekilde uykuya hazırlayacaktır. Uyku öncesi, başını okşadıktan sonra çok kısa bir süre elinizi tutmasına izin verebilirsiniz;ama size ait bir eşyayı yatağına alarak uyumasına asla izin vermemelisiniz.Korkularının arasında karanlıktan korkma varsa odasında gece lambası bulundurmanızda fayda vardır. Hâlâ uyumamakta direniyor, sizin yatağınızda yatmak, sizinle aynı saatte uyumak istiyorsa kendi yatağının daha güzel olduğunu ve kendisi için düzenlediğinizi, sizin yanınızda yatmasının, uyku esnasında aranızda ezilmesine sebep olabileceğini,uykuda terleyebileceğini belirterek, asla yatmasına izin vermemelisiniz. Odasının kapısını açık bırakacağınızı, seslendiğinde hemen yanına gideceğinizi söyleyerek onu rahatlatmaya çalışmak en doğru davranış biçimidir.


Emel Özdemir
Okul Öncesi Öğretmeni.



Yararlanılan kaynak: Heyecan Bozukluğu Olan Çocuklar
Karatepe Yayınları
Hasan Karatepe
 

Forum istatistikleri

Konular
18,896
Mesajlar
30,372
Kullanıcılar
27,851
Son üye
Mfbos
×